İlgili Sonuçlar

• salt (adv.)
  فقط
  daha fazlası ...
• sadece (adv.)
  فقط
  daha fazlası ...
• sırf (adv.)
  فقط
  daha fazlası ...
• gitmek
  ذِهاب
  daha fazlası ...
• gidiş (n.)
  ذهاب
  daha fazlası ...
• müsaade (n.)
  ذهاب
  daha fazlası ...
• fobi
  الذُهَاب
  daha fazlası ...
• kalkış (n.)
  ذهاب
  daha fazlası ...
• gidiş dönüş bileti
  تَذْكِرَة ذِهَابٍ وإياب
  daha fazlası ...
• ayağı alışmak
  كَثْرَة الذّهَاب إلى
  daha fazlası ...
• hac (n.)
  رحلة الحج
  daha fazlası ...
• seyahat (n.)
  رحلة
  daha fazlası ...
• turne (n.)
  رحلة
  daha fazlası ...
• yolculuk (n.)
  رحلة {ج رَحَلاَت}
  daha fazlası ...
• gezi (n.)
  رحلة
  daha fazlası ...
• gülegüle
  رِحْلَةُ سَعِيدَةً
  daha fazlası ...
• harcamak
  مَصْرُوف الرِّحْلَة
  daha fazlası ...
• hayırlı yolculuklar
  رِحْلَةً سَعِيدَة
  daha fazlası ...
• uçuş (n.) , {econ.}
  رحلة جوية {اقتصاد}
  daha fazlası ...
• gezinti
  رِحْلَةُ قَصِيرَةُ
  daha fazlası ...
• seyahatname
  كِتَابُ الرِّحْلَة
  daha fazlası ...
• hac (n.)
  رحلة طويلة
  daha fazlası ...
• gezi (n.)
  رحلة قصيرة
  daha fazlası ...
• sürtük (n.)
  رحلة على الاقدام
  daha fazlası ...
• kalkmak
  اِنْتِصَاب بَدْء رِحْلَة
  daha fazlası ...
• berduş (n.)
  رحلة على الاقدام
  daha fazlası ...

örneklerde

• Bu tek yönlü yolculuk.
  هذه رحلة ذهاب فقط
• - Stark, bunun tek yönlü bir yolculuk.
  ستارك)، تعرف بأنّ هذه) .رحلة ذهاب فقط
• İkincilik ödülü ise kapının önüne tek yön bilet.
  الجائزة الثانية , رحلة ذهاب فقط الى الرصيف
• - Gidiş mi, gidiş-dönüş mü? - Zevkime kalmış, değil mi?
  رحلة ذهاب فقط أم ذهاب وإياب؟ - أنت تمزح، أليس كذلك؟ -
• Unutmadan söyleyeyim... ...İyi ki Miami'ye tek gidiş almışım.
  ،في حال نسيت ذكر ذلك (يسعدني أنّي حجزت رحلة ذهاب فقط إلى (ميامي
• Güle güle, görüşürüz!
  سنرسله فى صندوق فى رحله للذهاب فقط # بالتالى طموحه سيصل للنهايه #
• Dönüşsüz yollara yollanmalı... Pis niyeti dibe vursun diye...
  سنرسله فى صندوق فى رحله للذهاب فقط # بالتالى طموحه سيصل للنهايه #
• Bir saatten kısa bir süre içinde adadan... ...o denizaltıyla ayrılıyor ve bu tek yönlü bir yolculuk.
  بعد أقل من ساعة سيغادر هذه الجزيرة على تلك الغواصة، و هي رحلة ذهاب فقط
• Kim girmeye çalışırsa, İnternet kurumu onu Rikers hapishanesine yollar hemen.
  فإن حاول أحد أن يقتحم، فسيرسله المكتب إلى ."رحلةِ ذهابٍ فقط إلى إصلاحيّة "رايكرز
• Nasıl dönecektim ki? Bir tanesi, bir yolculuk demek.
  كيف كنت أتوقع العودة؟ .رحلة واحدة ذهاب فقط